Yaş ve Kadın Fertilitesinin Azalması
Kadınlar annelerinin karnındayken kazandıkları belli bir yumurta sayısı ile doğarlar. Doğum sonrası bu yumurta sayısı artırılamaz ve menapoza kadar geçen süre içerisinde yumurtalıklarında belirli sayıda bulunan yumurtaları kaybederek en sonunda yumurtanın geliştirilemediği doğal bir süreç olan menapoz durumua erişirler. Bu süregelişte çocuk sahibi olabilmenin bilincinde olmak gerekir.
Kadınlar erişkin dönemde her menstrüel periyotta eşi ile düzenli ilişkisi sonrası fekundite oranı olarak adlandırılan belirli bir gebe kalma oranı taşırlar ki bu oran her menstrüel periyotta yaşa bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte yaklaşık %10-20 dir. Fekundite oranı 32 yaşından sonra giderek düşerken; 37 yaşından sonra bu düşüş hızı oldukça artmaktadır. Ayrıca yaş ilerlemesi ile birlikte gebelik kayıplarında da ciddi bir artış söz konusudur. 35 yaş üstü kadınlar eğer 6 ay içinde tedavisiz gebe kalamıyorsa teşhis ve gerekli tedavi yapılmalıdır ve eğer 40 yaş üstü bir çift gebe kalamıyorsa bu değerlendirme çok hızlı bir şekilde yapılmalıdır.
Yaşın artışı ile birlikte gebe kalmanın zorlaşması ispatlanmıştır. İster aşılama isterse tüp bebek yönteminde olsun yaş çok önmli bir faktördür. 35 yaşından genç kadınlarda tüp bebek başarısı ortalama %41,5, 35-37 yaş arasında %31,9, 38-40 yaş arasında %22,1, 41-42 yaş arasında %12,4 ve 43-44 yaş arasında ise %5’den azdır.
Ayrıca yaşla birlikte myom, tüplere bağlı hastalıklar, endometriozis gibi gebeb kalmayı etkileyecek problemlerde ortaya çıkmaktadır.
Bu bilgiler ışığında kadınların yaş ile gebelik hızının azaldığını bilmeleri, gerektiğinde uygun koşullarda yumurta veya embriyo dondurma gibi doğurganlığı ileri yaşlara taşıyabilecek yöntemleri bilmeleri ve bu konuda hekimlerinden danışmanlık almaları gerektiğini önemle vurguluyoruz.