iletişim bilgileri

Adres Bilgileri

Mail Bilgileri

Telefon Bilgileri

Kategori: Blog

BlogGenel

Deprem Sonrası Çocuklara Yardım

Deprem Sonrası Psikolojik İlk Yardım

Sadece profesyonel ruh sağlığı çalışanlarının yapacağı bir şey değildir.

Depremden etkilenenlerin güvende hissetmeleri, başkalarıyla bağlantı kurmaları, sosyal, fiziksel ve duygusal desteğe erişmeleri ve gerek birey gerek topluluk olarak kendilerine yardımcı olunacağını, yalnız yalnız kalmayacağını hissetmeleri uzun dönemli iyileşmede en yararlı faktörlerdir.

Ne yapmalı?

-Çocuklarla temas etmeden önce hazır hissettiğinizden emin olun, amacınız, göreviniz ve yetkinliğiniz doğrudan çocuklarla çalışmak olmadığı sürece çocukların talepleri ve ihtiyaçları konusunda uzman desteğine ihtiyaç duyabileceğinizi hatırlayın.

-Öncelikle kendinizi tanıtın ve neden orada olduğunuzu bir cümle ile açıklayın.

-Sakin, şefkatli, anlayışlı ve onları dinlemeye hazır olun. “Buradayım, seni dinliyorum.” diyerek, başınızı sallayarak onu dinlediğinizi hissettirin. Her çocuğun bu süreci farklı şekilde deneyimlemiş olabileceğini unutmayın, varsayımlar yapmadan dinleyin. İmkanlarınız doğrultusunda kendini rahat ifade edebilmesi için alan açın, bazı çocuklar konuşmaz, yazı yazabilir, resim yapabilir, oyun oynayabilir, oyunda size verdiği role girin ve çocuğun liderliğine izin verin.

-Çocuklara kederlerinin anlaşılır ve normal olduğunu söyleyin.

-Çocukların şimdi ve buraya odaklanmasına çalışın, “Şu anda neye ihtiyacın var?”, konuşurken çocuk ile aynı seviyede durun, varsa onun ifade ettiği ihtiyacı önceliklendirin.

-Çocukların sorularını geçiştirmeyin, yarıda kesmeyin, saatinize bakmayın, aceleye getirmeyin. Size yanıtını bilmediğiniz bir soru sorduğunda, “Bilmiyorum, öğrenip sana söyleyeyim.” deyin ve öğrendiklerinizi ona aktarın. Yanıtı sizde olmayan sorular için mutlaka destek isteyin. Dürüst ve güvenilir olun.

-Konuşmalarınızda olabildiğince kısa ve net ifadeler kullanın. Çok fazla konuşmaktan kaçının, sessizlik için zaman verin. Bir süre sessiz kalmak, karşınızdaki çocuğa/ gence isterse sizinle paylaşımda bulunması için gerekli alanı ve cesareti verebilir.

-Konuşmaya istekli bir çocuk/ genç için sessiz bir yer bulmaya ve dışarıdan gelebilecek dikkat dağıtıcı şeyleri en aza indirmeye çalışın.

-Çocuğun bedensel sınırlarını gözetin, çocuklara fiziksel olarak destek olurken onaylarının olduğundan emin olun. Uygun olduğundan emin olmadan dokunmayın. “Şunu yapalım mı?” “Şuraya bakalım mı?” Mesafenizi ayarlarken yaşını, cinsiyetini ve kültürünü göz önünde bulundurun.

-Çocukların yapabilirlikleri ve güçlü yanları olduğunu unutmayın, altını çizin, onları çaresiz hissettirmemeye, özen gösterin. Özellikle büyük çocukların tüm problemlerini onlar için çözmek zorundaymış gibi düşünüp davranmayın.

-Çocuklara inanın, kendi gerçeklikleri içinde oluşturdukları ifadeler neyse onu sorgulamadan, yargılamadan dinleyin. Çocukların kültürel özelliklerine ve dini inançlarına dayalı aktarımlarına saygı gösterin.

-Kayıp yaşayan çocuk, vefat eden yakınından bahsederse, “merhum” demek yerine ölen kişinin adını kullanın.

-Kayıpları olan, yaşı büyük çocuklara, büyük olasılıkla üzüntü, yalnızlık ve öfke dönemleri yaşayacakları söylenebilir. Eğer çok zorlandıklarını, hayatlarına devam etmekte güçlük çektiklerini düşünürlerse bir uzmanla görüşmelerinin destek olabileceğini ve başvurabilecekleri yerleri söyleyin.

-Sevdikleriyle bağlantı kurmasına ve sosyal destek almalarına yardım edin. Hayattaki akrabalarıyla bağlantı kurmalarını destekleyin.

-Sosyal medya, TV aracılığıyla yoğun bilgiye maruz kalmalarının önüne geçin.

-Bebekleri sıcak ve güvende tutun. Yüksek gürültü ve karmaşadan uzak tutun. Kucaklayın ve ona sarılın. Mümkün olduğu kadar düzenli besleyin ve uyutun. Sakin ve yumuşak bir sesle konuşun.

-Küçük çocuklara ekstra zaman ve ilgi verin. Güvende olduklarını sık sık hatırlatın. Kötü şeyler olmasına neden olduklarına inanabilir, bu durumlardan sorumlu olmadıklarını açıklayın. Küçük çocukları yaşıyorsa anne-babalarından, kardeşlerinden ve sevdiklerinden ayırmayın. Günlük rutin ve planlara mümkün olduğu kadar uyun. Ne olduğu ile ilgili sorulara korkutucu ayrıntılara girmeden basit cevaplar verin. Korkmuş ya da size sarılmışlarsa yanınızda kalmalarına izin verin. Parmak emme ve alt ıslatma gibi erken yaş davranışları gösterenlere, karanlıktan, yalnız kalmaktan, yabancılardan, seslerden, canavar ve benzeri hayali varlıklardan korkanlara sabırlı davranın. Oyunlarını azaltabilir ya da stres yaratan olayla ilişkili tekrarlayan oyunlar oynayabilirler. Mümkünse oynama ve rahatlama imkânı sağlayın. Yumuşak, sarılabilecekleri peluş oyuncaklar yardımcı olabilir.

-Büyük çocuklar ve ergenlere zaman tanıyın ve ilgi gösterin. Günlük rutinleri devam ettirmeleri için yardım edin. Ne olduğuna dair gerçek bilgileri paylaşın ve güncel durumu anlatın. Üzgün olmalarına izin verin. Güçlü olmalarını beklemeyin. Düşüncelerini ve korkularını yargılamadan dinleyin. Kural ve beklentileri net biçimde ortaya koyun. Karşılaştıkları tehlikeleri sorun, onları destekleyin ve zarar görmekten en iyi nasıl kaçınacaklarını tartışın. Başkalarına yardım edecek fırsatlara izin verin ve teşvik edin.

Ne yapmamalı?

-Ani fiziksel temaslardan ve dokunmalardan kaçının.

-Çocuklarla iletişimde çok kaygılı, çok üzgün, çok sevecen, çok öfkeli gibi yüksek duygusal bir seviyede beden ve ses tonu kullanmaktan kaçının.

-Çocuk size kendiliğinden anlatmadıkça onu konuşması için zorlamayın. Olumsuz anılarını yeniden hatırlatacak sorular sormayın. “O sırada neredeydin? Nasıl kurtuldun? Annenler neredeydi? Uyuyor muydun? Ne yaptın?”

-Korku ve kaygılarını tetikleyebilecek “Aah! Tüh! İnanmıyorum!” gibi ifadelerden kaçının.

-Çocukların size aktardığı ifadeler abartılı ya da gerçek dışı gelebilir. “Yok canım, abartma, olur mu öyle şey?!” gibi ifadeler kullanmayın. Çocukların duygularını yok saymayın, varsayımda bulunmayın, söylediklerini geçiştirmeyin. “Geçti geçti, Yok bir şey”, “Ben nasıl hissettiğini biliyorum.” “Başka bir şey hakkında konuşalım.”  gibi.

-Cinsiyetine atıf yapan, yaşına uygun olmayan sorumluluklar yükleyen ifadelerden sakının: “Sen aslansın, sen ablasın, kardeşlerinden sen sorumlusun, evin direği sensin, güçlüsün, ailen sana emanet, sen artık evin erkeği/kadınısın.”

-Çocuklar için bu ifadeleri kullanmaktan kaçının: “Umudumuzun, Sen kahramansın, Koca adam/kızsın, Mucizesin.” “Bununla başa çıkacak kadar güçlüsün.” “Bizi öldürmeyen şey güçlendirir.” “Bize taşıyabileceğimizden fazlası verilmedi .”

-Çocuklara tutamayacağınız sözler vermeyin, çocuklara gerçeklikten uzak, doğruluğu teyit edilmemiş bilgiler içeren açıklamalar yapmayın.

-Kendi sorunlarınız hakkında konuşmayın.

-Kayıp yaşayan çocuklara “Annen, baban, kardeşin melek oldu, cennete gitti” gibi cümleler kurmayın. Kayıp yaşayan çocuklara yakınlarının hala yaşadıklarına, ileride görüşebileceklerine dair yanıltıcı bilgiler vermeyin. “Yakında daha iyi hissedeceksin.” demeyin.

-Yardım istemeyen, özellikle büyük çocukları zorlamayın, sadece destek istediklerinde kolayca ulaşılabilir olun ve yardıma ulaşabilecekleri yerler konusunda bilgilendirin.

-Çocukların hikayelerini başkalarıyla paylaşmayın.

-Çocukların fotoğraflarını ve videolarını çekmeyin, sosyal medya hesaplarınızda paylaşmayın.

-Şunları söylemeyin:

  • “Olması gereken buymuş demek ki.”
  • “Gitme zamanı gelmişti, en azından hızlı gitti.”
  • “Bunu aşmak için çalışmalısın.”
  • “Elinden gelen her şeyi yaptın.”
  • “Yas tutman gerek.”
  • “Rahatlaman gerekiyor.”
  • “İyi ki kimse ölmemiş.”
  • “Yaşadığın için şanslısın.”
  • “Daha kötü olabilirdi.”
  • “Hala bir erkek kardeşin, kız kardeşin, annen, baban var.”
  • “Bir gün bir cevabın olacak.”
BlogGenel

Deprem Sonrası Çocuklara Yaklaşım-Ebeveynlerin Rolü

Depremler, çocukların kendilerinin yaralanmasına, onlar için önemli kişilerin ölümüne veya yaralanmasına neden olabilen, bir çocuğun içinde bulunduğu topluluğa, eve veya okula büyük zararlar verebilen travmalardır. Özellikle böyle bir yıkım yaşadıktan sonra, ilgili bir yetişkinin uygun desteği ile çocukların dayanıklılığı ve iyileşme süreci desteklenebilir. Bu tür afet yönetimi bağlamlarında, sağlık ve okul personelinin yanı sıra aile üyeleri ilk müdahale ekipleridir ve çocuklar iyileşirken sürekli sosyal desteğin doğal kaynaklarıdır.

Çocuğunuzun Bu Olağanüstü Duruma Verebileceği Normal Tepkiler

Deprem sonrasında yetişkinler gibi çocukların da yaşadıkları bu travmaya ve bu travmanın onların ailesine, akran ilişkilerine, günlük rutinine, okuluna ve hatta bulunduğu yere etkisine karşı vereceği beklenen, normal tepkiler vardır.

Bu dönemde çocuğunuzda sık ağlama, aşırı bağlanma, yalnız kalma korkusu, hareketlilikte artış, seslere duyarlılık, yeni başlayan korkular yaşayabilir.

Bazıları yaşından daha küçük çocuk gibi davranabilir: tuvalet eğitimini kaybedebilir, içeceklerini bardaktan yerine biberondan içmek isteyebilir, bebek maması yemek isteyebilir veya yemek yemeyi reddedebilir, çok küçük çocuk gibi konuşabilir.

Okul çocuklarının dikkat ve konsantrasyonlarında azalma görülebilir.

Uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte sorun yaşayabilirler, kâbus görebilirler.

Karın ağrısı, baş ağrısı gibi fiziksel semptomlardan yakınabilirler.

Yas Aşamaları

Deprem sonrasında çocuğun sevdiklerini, evcil hayvanlarını, oyuncaklarını, evini ve/veya çevresini kaybetmenin yasını tutması doğaldır. Bireyin yas tepkisinin yoğunluğu ve süresi, kaybın ne kadar önemli olarak algılandığına bağlıdır. Yas evreleri bireyler tarafından farklı şekilde deneyimlenir. Çoğu çocuk, birkaç hafta içinde kederin üstesinden gelebilir ve önceki duygusal işleyiş düzeylerine dönebilir. Bununla birlikte, bazen, bir kişi bir durumda sıkışıp kalabilir ve bir sonraki aşamaya geçmekte zorluk çekebilir veya bir aşamayı atlayıp daha sonra geri dönebilir.

İnkâr: olanlara inanmayı reddetmeyi içerir. Bu aşamada, çocuklar bazen kaybın olmadığına “inanırlar” veya her şey “iyiymiş” gibi davranırlar.

Öfke: Bir çocuk travmanın meydana geldiğini inkar etmeyi bıraktığında, genellikle bunu öfke takip eder. Öfke, kayıp için başkalarını suçlamaktan öfkeyi içe çevirmeye ve kendini suçlamaya kadar birçok şekilde kendini gösterebilir.

Pazarlık: Öfke daha sonra travmayı pazarlıkla ortadan kaldırma girişimlerine dönüşür. Çocuklar, yaşananların gerçekliğini ortadan kaldırmak umuduyla bu duygusal stratejiye başvururlar.

Üzüntü: Çocuk kaybın kalıcı olduğunu fark ettiğinde, hüzünlü duygular başlar. Bu genellikle en zor aşamadır.

Kabullenme ve Çözme: Bu aşamada çocuk kaybı kabul eder ve hayatına devam edebilir. Kaybın çözülmesiyle birlikte artan enerji, gelecek için yenilenen hedefler ve önceki işleyiş düzeyine dönüş gelir.

Çocuklara uygun destek sağlanırsa depremin yaratabileceği duygusal ve davranışsal değişiklikleri hafifletmek mümkün olabilir.

Çocuklarınıza Nasıl Yardım Edebilirsiniz?

Koruyucu sosyal çevre her çocuk için yaşamsaldır. Çocuklar olayları bilişsel olarak anlamlandırma ve duygularını yönetme becerileri henüz gelişmediğinden ebeveynlerinin bunları onun için yapmasına ihtiyaç duyarlar.

  • En yakınları yanlarında olmasalar bile etrafta onlara yardımcı olabilecek birilerinin varlığı rahatlatıcıdır.
  • Böyle olağanüstü durumlarda yetişkinlerin konuşma başlatması ve sosyal destek çok önemlidir.
  • Ulaşılabilir olun.
  • Birlikte düşünmek ve birlikte hissetmek çocuklara sevildikleri ve güvende oldukları hissini verir.
  • Onları bilgilendirin.

Yaşa uygun olun: Her çocuk kendi duygusal ve gelişimsel evresine göre afetlere tepki verir. Her aşama, çocuğa yeni bir dünya anlayışı ve olayların nasıl gerçekleştiğini getirir. Bu nedenle olayları çocuğun anlayabileceği kelimelerle anlatmak önemlidir.

Depremi açıklamadan önce onların ne bildiklerini, neler düşündükleri ve neleri merak ettiklerini sorun. Çocukların gelişimsel dönemlerine göre uygun açıklamaları yapabilmek için önce onların zihnindekileri öğrenmek önemlidir. Depremi ve etkilerini kendi sözleriyle anlatmasına izin verin. Bu, herhangi bir yanlış bilgiyi veya yanlış kanıyı ortadan kaldırmak için bir fırsat sağlayacaktır.

Bir emniyet hissi yaratın. Çocuğunuz bir emniyet ve güvenlik hissi için size bakar. Sakin kalma beceriniz çocuğunuz için çok şey yapabilir. Sizin duygularınız ve depremle ilgili yaşananlara verdiğiniz anlam onlarında duyguları ve nasıl anlamlandıracaklarını etkileyecektir. Öncelikle sizin duygularınızı yönetmek için gerekirse destek almanız çocuklarınız için de faydalı olacaktır.  Endişelerinizi, korkularınızı ve endişelerinizi çocuğunuza değil, başka bir ilgili yetişkine iletin.

İnsanların güvende, emniyette ve zarar görmemiş olmasını sağlamak için sizin ve diğer yetişkinlerin mümkün olan her şeyi yaptığınızı vurgulayın.

Çocuklarınızın soru sormasına izin verin. Konuşulamaz diye düşünülen her şey yaşananları çocukların zihninde olduğundan daha korkutucu ve çözümsüz hale getirecek, duygularının ifadesini ve çözülmesini engel olacaktır. Belirsizlik her yaştan birey için kaygı vericidir. Ancak sorularına izin vererek belirsizliği azaltma şansımız olabilir.

Çocuğun çevresinde sorulara açık ve konuşmaktan çekinmeyen yetişkinlerin olması rahatlatıcı olur ve çocukla iş birliğini arttırır; çocuğun ihtiyaç duyduğunda etrafta kaygılarından söz edebileceği olduğunu bilir.

Böyle durumlarda çevrelerinde yardım etmeye hazır iyi insanların olduğunu bilmek çocuklara güven verir. Onlara sizlere, depremzedelere yardım etmeye çalışan gönüllülerden, iyileştirmeye çalışan bilim insanlarından söz edin.

Endişe, üzüntü ve kaygılarını ifade etmelerine izin verin.

Tüm duygularını kabul edin saygı gösterin. Duygularının çözümlenebilmesi için en önemli etkenlerden biri öncelikle o duygunun kabulüdür. Çocuğunuzun duygu, düşünce ve tepkileri sizinkinden farklı olabilir.

Yanlış Bilgilendirmeyi Önlemeye Özen Gösterin

Oyun ve sanat yoluyla ifade edin: Bazı çocuklar duyguları veya korkuları hakkında konuşmak istemeyebilir. Çizim yaparak, oynayarak, yazarak veya yaşa uygun diğer etkinliklerle nasıl hissettiklerini ifade etmelerine yardımcı olun.

Medya maruziyetini azaltın: Çocuğunuzun depremle ilgili medyada yer alan haberlere maruz kalmasını en aza indirin. Depremin ve sonrasının görüntülerini izlemek veya açıklamalarını duymak, çocuğun kaygısını yalnızca artıracaktır. Örneğin küçük bir çocuk, çöken binaların veya perişan haldeki kurbanların medya görüntülerinin bir olayın tekrarı olduğunu anlamayabilir ve yeni bir deprem olduğunu düşünebilir.

Diğerlerine yardım edebilmelerine yardım edin. Diğerine iyi gelmesi, diğerinin yarlarını sarmaya katkıda bulunması kendini de iyileştirmenin en güzel yollarındandır Çocuğunuzun diğer depremzedelere nasıl yardım edebileceği hakkında konuşun. Kart yazmak, çizimler göndermek veya gönüllü olarak zaman geçirmek sizin ve bir çocuğun toplum iyileşme sürecine katkıda bulunmasına yardımcı olabilir. Bir diğerinin iyileşme sürecine katkıda bulunmak kendi iyileşme sürecine de katkıda bulunacaktır.

Rutinler çocuklar için çok önemlidir, onlara güvende hissettirir. Afetler alışılmış düzeni bozar. Yeni rutinler oluşturmak veya olağan rutinleri yeniden düzenlemek, yemek ve uyku saatlerini önceden olduğu gibi devam ettirmek, birlikte oyun oynamak, kitap okumak veya birlikte şarkı söylemek için günlük bir zaman organize etmek yeniden güvende hissetmelerine yardımcı olur.

Bir Akıl Sağlığı Uzmanıyla Ne Zaman İletişime Geçilmeli?

Yukarıda açıklanan normal reaksiyonlardan bazıları hemen ortaya çıkmayabilir veya depremden haftalar sonra ortaya çıkabilir. Bir travmayı takip eden birkaç hafta içinde meydana geldiğinde, çocuğunuzun tepkileri normaldir ve beklenir. Deprem sizi ve ailenizi yerinden ettiyse ve normal rutinleri ciddi şekilde bozduysa, bir çocuğun daha uzun bir iyileşme süresine ihtiyacı olabilir. Çocuğunuzun duygusal tepkileri 4-6 haftadan daha uzun süredir devam ediyorsa veya önemli işlevsel bozukluklara eşlik ediyorsa, bir ruh sağlığı uzmanından yardım almalısınız.

Bebekler ve Küçük Çocuklar

Küçük çocuklar sözcükleri anlamasalar dahi etraflarındaki duygusal müziği algılayabilirler ve yaşadıkları durumun getirdiği sınırlamaları deneyimleyebilirler. Anneden ayrılmaya ve düzen değişikliklerine tepki gösterirler.

Duygusal açıdan talepkar, sizden ayrı kalmaya dayanamayan, iştahı azalmış ya da uyumakta zorlanan, tuvalet alışkanlıklarını kaybetmiş çocuğunuza karsı özellikle nazik ve ilgili olmaya çalışın.

Deneyimlediklerine, gördüklerine ya da duyduklarına dair küçük hikayeler anlatabilirler. Bu hikayeleri ciddiyetle dinleyen ya da yazıya geçiren bir yetişkinin varlığından yarar görebilirler.

Kreş ve Okul Öncesi Çocukları

3-6 yaş aralığında çocuklar doğrudan konuşmasalar da yaşadıkları olağanüstü durumla ilgili düşünce ve duygularını resim yaparak, oyun oynayarak, öykü ve masal dinleyerek/anlatarak işler ve rahatlarlar.

Çocuğunuz sözlü iletişimden resimler görsel iletişimi tercih ediyorsa bir yetişkinle birlikte deprem ile ilgili yaşadıkları üzerine resimler yapar.

Birlikte stresi yaratan durumla ilişkili resim yapmak çocuğunuza kontrolde olma hissini verebilir, onu rahatlatabilir ve duygularının farkına varmasına yardımcı olabilir.

Çocuğunuzun yanında yer alan yetişkin onun konu üzerinde düşünmesine yardımcı olabilir. Resimler, resmedilen olaylar/durumlar üzerine konuşmak için bir çıkış noktası oluşturabilir.

Ona ‘şimdi nasıl hissediyorsun?”

‘bu resimde neler oluyor?’ gibi sorular yöneltmek duyguları ifade etmeye yardımcı olabilir.

Çocuklar başkalarının hislerinden söz ederken sıklıkla kendi hislerini tarif ederler. Örneğin resimde çizdiği minik köpeğin yasadıkları kendi deneyimlerini ifade ediyor olabilir.

Televizyonda yetişkinlere yönelik programları çok fazla izlemelerine ya da yetişkinlerin duygusal açıdan yoğunlaştıkları anlara çok fazla maruz kalmalarına engel olun.

Ancak onları küçük dozlarda duygusallıktan da mahrum bırakmayın. Doğru dozda duygu önemlidir. Tıpkı ilaç dozlarının çocuklar için ayarlanması gerektiği gibi.

Okul Çağı Çocukları

Yetişkinler ve çocuklar olağanüstü durumlar hakkında düşünmeyi sıklıkla korkutucu ya da üzücü bulur.

Yalnızca korkmak yerine bilgi sahibi olmalarına yardım olun, nasıl korunabileceklerini ve alabilecekleri önlemler olduğunu bilmek, kaygılarını yatıştıracak, durum üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarına yardımcı olacaktır.

Okul çağındaki çocuklarınızın kendi hikayesini oluşturmasına yardımcı olabilirsiniz.

Bu hikâyede kendisinden ve deprem ile ilgili hissettiklerinden söz edebilir ve hikayesini resimlerle süsleyebilir.

Böyle bir örnekten yola çıkabilirsiniz:

Adım

Soyadım

Yaşım

Depremden nasıl haberdar oldum?

Depremle ilgili bildiğim şeylerin listesi:

Depremden nasıl korunabileceğimi biliyorum:

Bu konuda insanlara yardım eden kişilerin listesi:

Depremi öğrendiğimde ne yapıyordum?

O anda kendimi nasıl hissettim?

Deprem ile ilgili duyduğum ya da gördüğüm en korkutucu şey:

Deprem ile ilgili gördüğüm ya da duyduğum en üzücü şey:

Bu konu ile ilgili duyduğum ya da gördüğüm en sevindirici şey:

Ya da kendisi için güvenli bir yer hayal etmesini ve sonra onun resmini çizebileceğini söyleyebilirsiniz.

Bu hikâye ve resimleri birlikte öyle özenle saklayın ki istediği zaman geri dönüp bakabilsin.

Son olarak kendinize iyi bakın. Bu çok önemli!

Küçük çocukların kendileri doğrudan etkilenmese bile evdeki büyük çocuklar ve yetişkinlerdeki stres ve endişeyi duygular.

Üzerinizdeki etkilere dikkat edin. Deprem sizin için de zorlayıcı bir durumdur. Çocuklarınızın desteğe, sabra ve anlayışa ihtiyacı var – sizin de öyle.

Deprem Eğilimli Bir Bölgede Yaşamak

Çocuğunuzun depremin olduğu bir bölgede yaşamakla ilgili korkuları olabilir. Gelecekteki bir depreme hazırlanmak için ne yapacağınız konusunda çocuğunuzla birlikte plan yapın. Plan, bir deprem sırasında veya sonrasında ayrılmanız durumunda birbirinizle iletişim kurmanın ve birbirinizi bulmanın yanı sıra nereye sığınacağınızı ve güven duyacağınızı da içermelidir. Bir afet olduğunda çocuğunuz okulda olabileceğinden, okul acil durum planını öğrenin ve kendi planınızın okul planıyla uyumlu olduğundan emin olun. Bir aile planına sahip olmak, çocuğa ve aileye tehlikeye karşı bir hakimiyet duygusu sağlayabilir ve korkuları yatıştırmaya yardımcı olabilir.

KAYNAKLAR

Margolin, G., Ramos, M. C., & Guran, E. L. (2010). Earthquakes and children: The role of psychologists with families and communities. Professional Psychology: Research and Practice, 41(1), 1.

American Psychological Association. (2011, April 1). Managing distress about earthquakes from afar. https://www.apa.org/topics/disasters-response/distress-earthquake

Inter-Agency Standing Committee. (2010). Guidance Note for Mental Health and Psychosocial Support: Haiti Earthquake Emergency Response-January 2010. In Guidance Note for Mental Health and Psychosocial Support: Haiti Earthquake Emergency Response-January 2010 (pp. 10-10).

Şalcıoğlu, E., & Başoğlu, M. (2008). Psychological effects of earthquakes in children: prospects for brief behavioral treatment. World Journal of Pediatrics, 4, 165-172.

İstanbul Çocuk ve Ergen Psikanalitik Psikoterapi Derneği. Güneş H., Şen E., Kuyurtar N. Corona Virüs Pandemisinde Çocuklarınız. http://www.iceppd.com/corona-virus-pandemisinde-cocuklariniz/